SÖYLEŞİ
Anasayfa
Resimler  Sayfayı Yazdır
Günümüz tanbur ustalarından Murat Aydemir'le Aujourd'hui la Turquie gazetesinden İnce Kara görüştü.
Ben çok şey hissediyorum sözlerle ifade edemem bunları.
Klasik Türk Müziği'nin genç kuşak saz sanatçıları arasında yer alan Murat Aydemir, 1971 yılında Almanya'nın Hannover şehrinde doğdu. 1982 yılında İ.T.Ü. Türk Müziği devlet konservatuarına girdi ve konservatuar eğitimini, çalgı eğitim bölümü ikincisi olarak tamamladı. Türk müziği icra tarihinin en önemli isimlerinden Tanburi Cemil Bey'in etkisinde süren çalışmaları sırasında, Tanburi Necdet Yaşar'dan bu ekolün bütün nüanslarını özümseyerek, ekolü temsil eden genç kuşak sanatçılardan biri oldu. "Bir / Eski Nisan - İnce Saz" isimli albümümde gitar, cura, üçgen, çalpare, kemençe ve vurmalı çalgılarda Cengiz Onural ve kemençe'de Derya Türkan'a tanbur, lavta ve ud'da eşlik eden üçüncü müzisyen de yine Murat Aydemir'di.

Kalan Müzik’ten kendi ismiyle bir albüm çıkarttı Murat Aydemir. Peki daha önce grup halinde eserler üreten Murat Aydemir neden bu sefer bir solo albüm çıkartma yolunu tercih etti? “Solo albüm çıkartmakta geç kaldığımı söyledi birçok kişi. Ama ben onlara katılmıyorum, bence tam zamanında albümümü çıkarttım. Gerek yaş itibariyle, gerekse de müzik tecrübemden dolayı artık solo albümün çıkartmanın vakti gelmişti. Bu albümü çıkartmamın ilk nedeni ise şudur. Birisi bana gelip “Kendini en iyi ifade edebildiğin, benim kartvizitim diyebileceğin bir albümün var mı?” diye sorulduğunda onlara verecek cevabım yoktu. Böyle bir albüm yapmaya o zaman niyetlendim. Aslında kafamda iki seçenek vardı: Klasik müzik ve modern müzik. Hangisini yapacağıma ilk başta karar veremedim. Ama klasik müzik mezunu olduğumuzdan mıdır nedir bilinmez, klasik müzik albümü yapmayı modern müzik albümüne tercih ettim. Ardından da daha önce yaptığım müziklere benzemeyen, bana özgün, Murat Aydemir’i anlatacak bir albüm yapmayı istiyorum.”

Solo albümünde Aydemir, bu kez Tanburi Cemil Bey'den Tanburi Refik Fersan'a, Numan Ağa'dan kendi hocası Tanburi Necdet Yaşar'a kadar ustalarının eserlerini yorumlamış. Klasik Türk müziği dinleyicileri için birçok sürprizin yer aldığı albümün en büyük sürprizi ise sanatçının izinden yürüdüğü Tanburi Cemil Bey ile yaptığı düet. Albümün açılışında, Tanburi Cemil Bey'in orijinal plak kaydına yer verilmiş ve kemençe ile icra ettiği taksim ve peşreve Murat Aydemir de tanburuyla eşlik etmiş. Bunun nasıl yapıldığını soruyoruz Murat Aydemir’e. Şöyle bir yanıt veriyor Aydemir: “Tanburi Cemil Bey’in kaydı taş plaktan alınmıştır. İşte burada ilk defa teknolojiyi olumlu bir şey için kullandık (gülüyor)… Eskiden olsa bunu yapmak çok zor bir işti. Çocukluğumdan beri Cemil Bey’le çalmak nasıl bir duygu diye düşünüyordum. Taş plakta çalan parçaların aralarını açtım, cızırtı yerleştirdim ve kendi çaldığım kısımları montajladım. Kendi inisiyatifimle yaptığım bir çalışma oldu bu. Türk saz müziğini ve sazların çalınış şeklini değiştirmiş bir insandı Tanburi Cemil Bey. Bir bakıma müzikte devrim yaptı diyebiliriz kendisi için. Bu dediğim dönem, Osmanlı Devleti’nin sonları cumhuriyet döneminin başlarında geçiyor.

Bir tanbur ustası çalarken neler hisseder acaba? Bu sorunun pek çok yanıtı olacağını belirtiyor Murat Aydemir. Haklı da… Kimisi sahip olamadığı ihtiyaçları için çalıyor, kimisi ise sahip olduğu tutkudan çalıyor. “Herkesin iç dünyasında ne varsa onun için çalıyordur insanlar. Herkesin anlatacak farklı sözü vardır. Ben çok şey hissediyorum sözlerle ifade edemem bunları. Kimisi sadece bir teknikle çalar, kimisi de ekmek parası için çalar. Kimisi de sazında bir hal yakalamıştır, onu yaşar. Öyle hisseden insanlar bir yere geliyor zaten. İyi çalmak yetmiyor. İyi insan olacaksınız, kültürlü olacaksınız, iyi giyineceksiniz, iyi yemek yiyeceksiniz. Kimi insanlar vardır, iyi çalar ama iki çift laf edersiniz, dersiniz ki bu adam hiç konuşmasa da sadece çalsa.”

Murat Aydemir’in tanbur tutkusu bu sözleri söylerken adeta gözlerinden okunuyor. Ama insanın hislerinde hiç değişme olmaz mı? Her farklı günde kendimizi farklı bir ruh halinde hissederiz. Acaba tanburiler de konserden konsere farklı duygular hissediyor mu? “Her paçanın bir ruhu var. Her eserin anlattığı bir duygu vardır, zaten müzisyen de onu anlatmaya çalışır. Günümüzde olan şeyi dejenere ediyor sanatçılar. Yorum katılsın, ama öz aynı kalmalı. Bu yorum katma işi çığırından çıktı artık.” Diyor Aydemir ve “Son yıllarda klasik müzik adına ortaya çıkan isimler sadece ceplerini doldurmak için şarkı söylüyorlar.” diye ekliyor.

Murat Aydemir'in en büyük ideali, geleneksel icra tavrını bozmadan yeni arayışlar içerisinde olmak ve genç kuşağa Türk müziğinin en değerli sazlarından biri olan tanburu sevdirmek. Bu idealde emin adımlarla yürüdüğünden şüphe yok. Zira yakın zamana kadar adı pek fazla anılmayan tanbur, şimdi birçok gencin elinde yeni nağmelere ses veriyor. Onun da içinde yer aldığı İncesaz'ın klasik Türk müziği tınılarıyla modern sazları buluşturması, son yıllarda klasik müziğimizi geniş bir kesime, özellikle de gençlere yeniden sevdirdi.

Son olarak da ilginç bir detay veriyor Murat Aydemir. Avrupa'daki klasik müzik sanatçıları, enstrümanlarını yapan insanların isimlerine albüm kapaklarında mutlaka yer verir. Aydemir daha fazlasını yaparak albümün kartonetinde sazlarının mimarı Sacit Gürel'e hem teşekkür etti hem de Gürel'in resmini albümüne taşıdı. Sacit Gürel, emekli bir orman mühendisi… Hobi olarak tanbur yapmaya başlamış. 10 – 15 sene önce tanışan Gürel ve Aydemir’in eski bir dostlukları var. Murat Aydemir, Sacit Gürel’i sazlarının mimarı olarak tanımlıyor. Bir dizi müziğinde Murat Aydemir’in tanburunun sesi, klasik müzik hayranları tarafından fark ediliyorsa, bunda Aydemir’in sazlarını yapan Sacit Gürel’in payı oldukça büyük.